Akşam üstü rakısı sokaktan geçen insanlar fonda yemek müziği... Tabi ki Ece Aksoy'un ellerinden nefisyemekler eşliğinde. ❤️ Onno Patates, Ciğer, Mini kısırlar favorim. Gelen insanlar çok değişmez o yüzden müdavimleri fazladır. Sizde olabilirsiniz. Mini gurup yemekleri için çok uygun.

Ece Aksoy, İstanbul'un eğlence hayatına mührünü öyle vurmuştur ki, silinmesi imkânsız. Fiyatlar pahalı diyerek ağıza gelenin söylenmesini yadırgıyorum. Yemeklerin lezzetine lâf etmek öyle herkesin harcı değil. Yorumların çoğu olumsuz; bunun sebebi de herkesin feryat ettiği fiyatlar sanırım. Ece Hanım her zaman farklı olmuştur ve olmaya devam edecektir. EYY beğenmeyenler; merak etmeyin beğenen çok. Bu tip yerlerde her şey parayla ölçülmez. Kriteriniz yalnızca fiyat performans oranı ise, o oranı tutturan pek çok mekân bulursunuz.... Farklılığı ne derseniz, menüdeki yemek adlarına bakmanız kâfi derim ben de.....O incelikte yaprak sarması yemek istiyorsanız Beypazarına gitmeyi göze almalısınız, ha bizim evde de yapılıyor derseniz, o vakit evinizde yiyin. Kalem gibi incecik sarılan lâhana dolmasını bulabileceğiniz bir yer varsa lütfen, hemen bana da söyleyin. Yıllar önce ilk kez balkabağı çorbasıyla burada "tanıştım", üzerine "zarafetten yıkılan" incelikli bir dereotu dalının, "keyfince kurulduğu" bu çorbayı İstanbulda kaç yer yapıyor bilen var mı?...Bir fincan kahveye 10-15 lira ödeyenlerin fiyatlardan şikayet etmesini anlamam mümkün değil. Hanımlar, beyler; iyi yemeğin serüveni tarladan başlar. Masanıza gelen yiyeceklerin içindeki ürünlerin nereden alındığını bilmeyenler her şeyi söyleyebilir, ama durulması gereken bir yer var ki, orası herkesin bildiği bir yer değil...Özetle Ece Hanım, mutfağına her şeyi sokmaz. En iyisi neredeyse gider oradan alır, elleriyle seçer. Marketten alış-veriş yapanların anlayamayacağı hususlardan biridir bu...Domatese "kar yağdıramayanlar" bence gitmesin, Ece Aksoyun farkı çoktur ve o farkı anlayanlara bin selâm olsun...